Proteine tarihsel olarak baktığımızda ilk kez 1840 yılında ders kitaplarında yer alan protein adının Berzelius tarafından kullanıldığını görmekteyiz. Yunanca ilk sırada olmak anlamına gelen “protos” kelimesinden türetildiği ifade edilmektedir.
Aslında, proteinlerin birinci sırada yer alması ve bu şampiyonluğu sonuna kadar hak etmesi gerekir. Çünkü gerçekten vücudumuzda gerçekleşen s
ayısız yaşam fonksiyonu, metabolik faaliyetler, enzimatik faaliyetler vs. gibi bir çok reaksiyon, hücre ve hücre dışı yapıtaşlarının oluşturulması proteinlere bağlıdır ve protein olmadan canlılık olması söz konusu değildir. Yani canlı olabilmek ve sürdürebilmek için proteinlere ihtiyacımız bulunmaktadır.
Her hücrenin yapısal bileşeni olan proteinlerin, enzim reaksiyonlarını hızlandırma, taşıma, depolama, mekanik destek, koordine hareket, sinir hücresi sinyallerinin iletimi, bağışıklık sistemini destekleme, büyüme ve gelişmenin kontrolü, inflamasyonu oluşturma ve önleme, immün reaksiyonlar gibi ilk planda aklımıza gelen birçok fonksiyonu vardır.
Ayrıca proteinler;
* Metabolik hız artışında,
* Kilo vermede,
* Kas kütlesi ve kuvveti artışında,
* Tokluk hissi artışında,
* Kas kaybının önlenmesinde etkindir.
Proteinlerin sadece yediklerimiz gıdalardan değil aynı zamanda saflaştırılıp toz haline getirilerek, hem bu fonksiyonları yerine getiren molekülün belirlenmesi ve olayın mekanizmasının aydınlatılması hem de laboratuvar ortamı koşullarında endüstriyel veya analitik amaçla kullanılma olanağının araştırılması açısından büyük katkı sağlamıştır. Protein tozlarının çok büyük bir kısmı günümüzde whey proteininden elde edilmektedir. Ayrıca bu geliştirme ile birlikte, whey protein tozları günlük beslenme menümüze kolaylıkla eklenebilmekte, günlük beslenmemizi takviye edilebilmekte, tamamlayıcı veya zenginleştirici bir unsur olarak hayatımıza kolaylık getirebilmektedir. Protein günlük mutlaka alınması gereken bir makrobesindir. Eğer günlük beslenme trafiğimizde yeterli protein alamıyorsak, egzersiz ve spor yapıyorsak, ağır işlerde çalışıyorsak, eksikliğimizi çeşitli üretim metodları kullanılarak elde edilen ilk planda whey protein tozları kullanarak tamamlamamız sağlıklı beslenme açısından önemlidir. Çünkü, yukarıda tanımladığımız, proteinin hem yapısal bir makrobesin olmasını hem de neredeyse vücudumuzda yer alan tüm metabolik hadiselerde yer almasını göz önünde bulundurmalıyız. Eksik alınması durumunda vücudumuzdaki proteinler bu reaksiyonlarda kullanılacak ve bir müddet sonra destek gelmezse zafiyet başlayacaktır.Whey Protein
Whey protein, sütte kazeinle birlikte bulunan iki protein tipinden biridir. Bu proteinler standart peynir yapım işlemi ile birbirlerinden ayrılmaktadır. Daha önceden whey protein, peynir yapımı işleminden kalan, faydasız bir yan ürün olarak kabul edilmekteydi; fakat sonradan whey proteinin gerçekten yüksek kalitede protein içerdiği saptandı. Peynir altı suyu, günümüzde artık whey protein konsantresi olarak adlandırılmaktadır. Bu konsantre madde; yaklaşık olarak %93 oranında su ve %0,6 oranında protein içermektedir. Peynir altı suyu; yani whey protein konsantresinin içeriğinde %35 - 80 arasında protein bulunurken, protein izolesinde ise %90 ve üzerinde protein bulunmaktadır.
Çeşitli işleme metotları uygulanarak, 150 kg peynir altı suyundan 1 kg civarında protein tozu üretilirken, geriye en az 149 kg civarında su ve suda çözünen diğer maddeler kalmaktadır.
Daha önceleri atık olarak değerlendirilen bu konsantre peynir altı suyu, besin zenginliğinin dikkat çekmesiyle, whey proteinin içindeki diğer moleküller ayıklanarak, laktoz ve yağ içermeyen protein tozlarının yapımı gerçekleştirilebilmiştir. Ayrışma yöntemleri geliştirilmiştir. Böylece whey protein tozu, teknolojik ilerlemeler sayesinde o zamandan beri protein takviyeleri arasında yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Protein vücudun temel taşıdır, her ne ile olursa olsun bu temel taşın dik durmasını sağlamak gerekir, bu yüzden günlük protein ihtiyacımızı cinsiyet, yaş, hastalıklar ve çalışma tempoları, egzersiz ve spor gibi aktivitelere göre miktarını ayarlayıp ortalama günlük dozların alınması, hem bizim hem de gelecek kuşakların sağlam ve sağlıklı olmasının devamını sağlar....
0 Yorumlar