Ad Code

Son Yayınlananlar

6/recent/ticker-posts

Hücre

 

Hücre: Vücudumuzun Temel Taşı 

Hücre, tüm canlıların temel yapı taşıdır. Ökaryot ve prokaryot olmak üzere iki çeşit hücre vardır. İnsan vücudu trilyonlarca hücreden oluşur. Vücuda yapı sağlarlar, besinlerden yapıtaşlarını (karbonhidrat, yağ, protein) alırlar, aldıkları yapı taşlarını enerjiye çevirirler ve özelleşmiş fonksiyonları gerçekleştirirler. Ayrıca, canlının kalıtım materyalini içerirler ve kendilerini kopyalayabilirler.

Hücreler çok yapılıdır ve her bir yapının ayrı bir işlevi vardır. Bu parçaların bazıları “organel” olarak adlandırılır. Organaller hücre içinde belirli görevleri gerçekleştirmek için özelleşmişlerdir. İnsan hücrelerinde aşağıdaki organeller bulunur.

Sitoplazma

Hücrelerin içinde sitoplazma, jöle benzeri bir sıvı (sitosol adı verilir) ve çekirdeği çevreleyen diğer yapılardan oluşur.

Hücre İskeleti

Hücrenin yapısal çerçevesini oluşturan uzun fiber ağlardan oluşur. Hücre iskeleti, şeklini belirleme, hücre bölünmesine katılma ve hareket etmesine izin verme gibi çeşitli kritik işlevlere sahiptir. Ayrıca hücre içindeki organellerin ve diğer maddelerin hareket etmesini koordine eden bir sistem de sağlar.

Endoplazmik Retikulum

Bu organel hücre tarafından oluşturulan moleküllerin işlenmesine yardımcı olur. Ayrıca Endoplazmik Retikulum, bu molekülleri spesifik konumlarından hücre içine veya dışına hareketini gerçekleştirir. Ribozom taşıyanlara granüllü, taşımayanlara ise granülsüz ER denilmektedir.

Golgi Cisimciği

Golgi cisimciği, taşınacak endoplazmik retikulum tarafından işlenen molekülleri paketler.

Lizozomlar ve Peroksizomlar

Bu organeller geri dönüşüm merkezleridir. Hücreyi istila eden, toksik maddelerin hücresinden kurtulan ve yıpranmış hücre bileşenlerini geri dönüştüren yabancı bakterileri sindirirler.

Mitokondri

Mitokondriler karmaşık organallerdir. Bu organaller besinlerden gelen enerjiyi hücrenin kullanabileceği enerjiye çevirirler. Vücudumuz için gerekli ATP’yi üretirler. Kendilerine ait ribozom, DNA ve RNA ları vardır. Çekirdekteki DNA’dan ayrıdır, ve Mitokondriler DNA’lar sayesinde kendilerini kopyalayabilirler. En çok kalp, beyin, kas, karaciğer ve böbrekte bulunur.

Çekirdek

Çekirdek emir ve komuta merkezidir. Hücreye büyümesi, olgunlaşması, bölünmesi ya da ölmesi emirlerini verir. Ayrıca kalıtsal materyal olan DNA’ya (deoksiribonükleik asit) sahiptir. Çekirdek, DNA‘yı koruyan ve çekirdeği hücrenin geri kalanından, sitoplazmadan ayıran bir zar ile çevrilidir.

Çekirdekçik

Çekirdekçik ya da nükleolus, ökaryot hücrelerin çekirdeklerinin içinde bulunan zarsız bir yapıdır. Çekirdekçik; bakteriler, arkealar, çekirdek içeren alyuvarlar ve sperm hücreleri dışında bütün canlı hücrelerde bulunan küresel bir cisimdir. Yapısının %10-20 kadarı RNA'dan, %70-80 kadarı proteinden oluşmaktadır. Görevi ribozomal RNA’nın üretilmesini sağlar.

Hücre Zarı

Hücre zarı, en dış zardır. Hücreyi bulunduğu çevreden ayırır ve materyallerin hücre içine giriş çıkışlarını sağlar. Hücre zarı ya da hücre membranı, hücrenin dış kısmında bulunan, molekülleri özelliklerine göre hücre içine alan veya dışarı bırakan seçici geçirgen katmandır. Hücre zarı dinamik ve esnek bir yapıya sahiptir. Yapısında karbonhidrat, yağlar, inorganik moleküller ve proteinler yer alır. Elektriksel bir yük taşır bu sayede maddelerin hücre dışına geçişi ve hücreye alınımı gerçekleşir. Üzerinde porlar bulunur.

Ribozom

Ribozomlar, genetik bilgileriyle enzim ve protein sentezleyen organellerdir. Bu organeller sitoplazmada serbestçe yüzebilir veya endoplazmik retikuluma bağlanabilir.

Vücudumuzda normal hücrelere ilaveten farklılaşmamış, özelleşmiş veya özelliği farklı olan hücreler de bulunmaktadır. Kök, kas, sinir, kan, salgı bezi, üreme, bağ dokusu, barsak, yağ, kemik dokusu hücreleri gibi…

24 saat çalışan fabrikalarımızdır hücrelerimiz. Hücrelerin özelleşmesine göre hücreye gelen temel malzemelerimizin dışında özel ürünler de gelmektedir. Hücrelerimiz, bu gelen malzeme ve ürünlerin, molekül ve elementlerin genetik materyalimiz tarafından belirlenmiş miktarını alır, işler, enerji üretir, hücrelerin devamlılığını, canlılığını, büyümesini ve çoğalmasının sağlanmasında gereken molekülleri protein, lipit ve karbonhidratlardan oluşan yapı taşlarından mineral, vitamin ve eser elementleriyle birlikte oluşturur. Hücrelerimize gelen ve çıkan maddeler bellidir. Giren maddeler azalırsa doğal olarak çıktılar da azalacaktır.

Fazla molekül gelirse hücrelere bunlar da hücrede kullanıldığı kadar kullanılacak, diğerleri hücrelararası ortamda ve kanda dolaşacak, birikecek ve başta şişmanlık olmak üzere hastalıklara zemin hazırlayacaktır. Bu nedenle girdi ve çıktı dengesi her yerde olduğu gibi hücrelerimiz için de geçerlidir.

Kısacası, ne hücrelerimizi aç bırakacağız ne de hücrelerimizi gereğinden fazla yormayacağız….


Yorum Gönder

0 Yorumlar

Ad Code